“Seçimler kavga aracı olmasın. Sel gider kumu kalır. Bu seçim de gidecek sizler akraba olarak, komşu olarak kalacaksınız...’’ Muhsin Yazıcıoğlu
Bir seçim gezisi dönüşünde elim bir şekilde kaybettiğimiz Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu siyasetin çevreyle iletişimimize olumsuz etkisi konusunda ne güzel konuşmuş. Siyaset dilimize arapçadan, (seyis kelimesiyle aynı kökkten) politika dilimize yunancadan giren iki kelime, siyasetin Türkçe dilinde karşılık gelen kelimesi ‘Atkarma’ olarak ifade ediliyor. At bakmak, atı idare etmek ile devletin idaresi benzer işler olarak görülmüş demek ki bu coğrafyada, çokta uzak değiliz demokrasiye, yunan şehir devletlerinin yönetimi ilk demokrasi örneği olarak kabul görüyor. Politika kelimesini de ilk kullanan Aristoteles zaten. Okuyucuyu yormadan gelelim sadete seçimler yaklaşıyor ve çevremde gördüğüm aksaklıkları yazmak istedim.
Bugün her kanalı açtığımızda seçim haberleriyle, Her yerde siyasetle karşılaşıyoruz doğal olarak. Dezenformasyon, yalan haber, küfür, hakaret, riya almış başını gidiyor.
Her anlamda toplumsal anominin (toplumsal değerler etrafındaki birliğin bozulması)emarelerini görüyoruz. Analar-babalar evlatlarıyla, esnaf müşterisiyle, imam cemaatiyle, hocalar öğrencileriyle, siyaset yüzünden uzaklaşmış. K
Bu iş neden böyle oldu diye düşününce şöyle bir geriye (M.Ö 5.6.YY) gidelim isterim.
Antik Yunanda şehir devletlerinde demokrasi yeni yeni filizlendiği dönemlerde, insanlar siyasetin para, itibar ve makam kazandırdığını farkettiklerinde çocuklarına retorik (güzel konuşma, hatiplik) dersi almaları için parayla hocalar tutmaya başladılar. Bu dersi alan çocuklar genelde ticaretle uğraşan zenginlerin çocukları oldu haliyle, siyaset üst düzey bir uğraş olduğu için bu düzen zenginler üzerinden devam etti.
Bugünde böyle; temsili demokrasi, insanlara para, güç, itibar kazandırıyor veya bu bunların devamını sağlıyor. Bu uğurda da insanlar tüm değerleri kendi siyasi istikbali için kullanmakta bir beis görmüyorlar. Aklınıza gelen her türlü seçime siyaset karışmış durumda kooperatif seçimlerinden dernek seçimlerine, esnaf odası seçimlerinden birlik seçimlerine kadar.
Hal bu olunca siyasetin içindeki bu insanlar sürekli bir yarış havasında sorumsuzca toplumu ayrıştırmaya devam ediyorlar.
Anlamak lazım Tehlike çok büyük ayrıştırılan ötekileştirilen birçok kesim kendini yaşadığı toplumun parçası olarak görmüyor artık. Bu noktada herkes sorumluluk alarak bu nezaketsiz, nefret dilini terk etmeli. Birleştirici yapıcı insan temel hak ve özgürlüklerini baz alan evrensel bir siyaset dili oluşturmalı., Bu toplum yüzlerce farklı unsurdan oluşuyor, yarın siyasilerin kısa vadeli çıkarları için ötekileştirdikleri bu unsurlar hiçbir şekilde bir araya getirilemeyecek şekilde parçalandıkları zaman çok geç olacak, çok geç olmadan ‘ Her Şey Siyaset değil’. Saygılarımla.
Gününüz iyi geçsin...