İnsanlık manevi çöküş içerisinde.

Hiç kimse eskisi kadar mutlu ve gelecekten umutlu değil artık.

İçimizde coşku oluşturan merkezler dumura uğradı.

Güvensizlik duygusu gelecek korkusunu körükler oldu.

Evlerde kalabalık aileler yaşamıyor artık.

Ailece sıcak çaylar yudumlanırken koyu sohbetlerin duvarlarda yankılandığı o evler yok artık.

Yaşadığımız çağ insanlığın hızla eriyip bittiği bir çağ.

İnsanlar yaşıyor ama insanlık hızla yok oluyor.

Maddi çıkarlar ve dünya edinimleri samimiyetleri belirler oldu.

Gönül gözüyle göremeyecek kadar küçüldü yüreklerimiz.

Yalnızca dünya edinimleri uğruna koşturup dururken hızla karardı kalplerimiz.

Suya ekmeğe muhtaç insanları, yaşama tutunmak için bizlere yalvaranları bile göremeyecek kadar körleşti gözlerimiz.

Türküler şarkılar insanlığa bir şeyler anlatamıyor artık.

Allah’ın ayetlerini, peygamberin hadislerini dillerinden düşürmeyen insanların bile yaşantılarıyla insanlığa örnek olamadıkları bir çağ yaşıyoruz.

Dünya kopmuş gidiyor zaten.

Ahlaksızlık pompalanıyor evlerimize yüzlerce farklı TV kanallarından

Çocuklar, gençler teknoloji tutsağı.

Ellerindeki elektronik aygıtlarını daha çok seviyorlar, ailelerinden.

Söz dinlemez bir nesil yetişiyor, ata, ana, baba tanımaz bir gençliğin ayak sesleri duyuluyor artık.

Fazla değil on yıl sonra evlilik müessesesi kalmaz bu gidişle.

Çünkü gençler sorumluluk almak istemiyor artık.

Baba olmak, anne olmak, yuva kurmak ağır bir yük gibi geliyor onlara.

Zaten kadın, erkek istedikleri gibi yaşayabiliyorlar tüm duyguları, hem de zamanından önce.

Çünkü onları kontrol eden toplumsal mekanizmaların hiçbiri yok artık.

Makam ve servet sahibi olmak, kariyer yapmak, yükselmek ve her ömür basamağında daha özgür daha bağımsız yaşamak istiyor gençler.

Gelecek nesiller için bir şeyler yapmadan, ulusal anlamda çok şeyler yapmak geleceği kurtarmaz EFENDİLER

Çünkü gelecek dönemlerde bizler olmayacağız.

Şehrimizi, ülkemizi hatta dünyamızı yönetecek insanları bu günden nasıl yetiştirmeliyiz hiç düşündünüz mü acaba?

Bugün hayat pahallılığı, ekonomik zorluklar, ölümcül hastalıklar ve pandemi süreçleri gibi konular insanlığın gündemini belirlerken, bizlerde her dakika üzerinde yaşadığımız bu gezegeni yaşanamaz hale getirebilmek adına büyük gayretler sarf ediyoruz.

Ormanları yakıyor, çevreyi hızla kirletiyor, su kaynaklarımızı müsrifçe kullanıyoruz.

Beslenme kaynaklarımız artık organik ürünlerden elde edilmiyor.

Bizi tedavisi güç hastalıklara ve ölümcül vakalara taşıyan, kimyasal madde katkılı gıda ve beslenme ürünleri kullanmaya hızla devam ediyoruz.

Deterjanlar, güzellik uğruna üretilen birçok zararlı madde içeren kimyasallar, farklı temizlik malzemeleri hem dünyamızı hızla kirletiyor, hem de bizleri her geçen gün daha sağlıksız hale getiriyorlar.

Velhasıl kelam dünyamız eski dünya değil artık.

Bu kadar olumsuz şartlara rağmen yaşamaya çalışıyoruz ve maalesef birçoğumuz zaten tesadüfen yaşıyoruz bu dünyada.

Hiç vakit kaybetmeden geleceği daha iyi planlayamazsanız eğer insanlık yok olacak EFENDİLER

Bu dünyanın kaderini kendi ellerinde görenler, bir gün gelecek yaptıklları her şeyden hesaba çekilecekler.

Kan, gözyaşı, acı, elem, keder ve barut kokularıyla bu dünyaya ayar vermeye çalışanlar sizlere de diyorum ki;

Bu yaptıklarınızın hesabını vereceğiniz o hesap günü hızla yaklaşıyor EFENDİLER