Malumunuz Sayın Ajda Pekkan hanımefendiyi 60 yıllardaki filmlerde görüyoruz 2020 li yıllarda sahnelerde görüyoruz, hanımefendide şöyle bir durum var, görüntü her ne kadarda genç olsa realite ortada.
Bizim yapılarımızda benzer aslında, yıkılan binalar ve binaların son görüntüsünde olan heybetli duruş, makyajla gençleşmiş hatun gibi. Makyaj (mantolama) binada oluşan hasar ve hataları perdelediği için sorunu görüp tespit edemiyoruz.
Depremlerde yıkılan binalara dikkat etmek lazım, nasıl yıkıldılar? Neden yıkıldılar?
Konsollu bir binayı konsol yıkılırken kendi tarafına çekip yıkıyor, arsanın yol tarafında alan kazanmak için uygulanan yönteme ülkenin gerçeği ile örtüşecek çözümler bulmak zorundayız.
Asıl mim noktamız, neden yıkıldılar?
Birinci neden Elazığ’da da netleştiği gibi dere kumu, teknoloji bu kadar ilerlemişken yapıların m2 sini astronomik rakamlarla satarken hala en kolay malzeme ile ürün temini yapıya haksızlık değil mi?
İkinci sebep, teknolojik duyarsızlık!
Bizde teknoloji, evlerde uzaktan kontrol, kameralı sistem, zaman ayarlı ısıtma soğutma. Teknoloji bu değil kaçımız internet çağında dünyanın deprem merkezi olan Japonya’daki yapıları ve oluşturulan çözümleri inceledik, mühendislerimiz dâhil.
Adamlar temele hava basıp deprem anında binayı havaya kaldırıyor, binanın temeline on çeşit izolatör kullanıyorlar, merak edip inceleyin lütfen.
Elazığ depreminden sonra temelle ilgili bir proje yazdık, oradaki dostlar aracılığı ile ilgili kurumlara ilettik şuan inceleniyor, sorular geldikçe dünyadaki yapı incelemelerini genişlettik ve gördük ki Japonya’da benzer uygulama var ve kullanılıyor.
Mühendis arkadaşlarımın ilk tepkisi, bu olmaz. İTÜ ye dosya gönderdim üniversal inceleme için sonuç ne gelecek merak ediyorum.
Ez cümle dostlar yaşadığımız alanların kimliğini bilmeden artık canımızı teslim etmeyelim, inşaatı rant alanı olmaktan kurtaralım.
Saygı ile..