Nazaramı geldin oğul?
Canım yandı, kemiklerim sızladı, şok dalgası oldu acısı.
Güven dediğimde ‘’ abi buyur’’ dan başka kelam duymadım, hacı ile oturduğumuzda ‘’abi ben sizi yalnız bırakayım özel konuşursunuz’’ diyecek kadar anlayışlı bir kardeşimizdi.
Şehrin her katmanına nüfuz eden, her ortamda yer bulan, kıymet veren değer gören bir değerimizdi, Güven Ataş.
Zor, hangi kelimeyi yazsam hangi satıra sığdırsam zor, kağıda sığmıyor tabuta nasıl sığsın kıymetli gardaşım.
İstanbul’da açtığı işyerleri Erzincan elçiliği gibi işlem gördü, gördüğü her hemşerisine sarıldı, es geçene darıldı.
Şehirde yaşadığı ihtilaflarda bile edebini adabını bozmadı.
Babası Zekeriya Ataş bey asaletin ete kemiğe bürünmüş halidir. Güven’de ordan almış rengini edebini adabını.
Ne yazsam az ne söylesem yarım.
Şehrin evladı şehrin bağrına kaldı, Mevla rahmet merhamet ve muhabbet eylesin inşallah.
Bizler ağabeyi olarak kardeşimizden tanıyıp bilen ve görenleri olarak;
Razıyız razıyız razıyız.
Allah razı olsun inşallah.
Benim bunları yazacağım hiç aklıma gelmezdi, hele hele Güven’e hiç.
Muhterem babası hacı anneden sonra şiir kaleme almaya başlamıştı, yavaş yavaş.
Yar acısı yerini evlat acısına bıraktı, özelde Zekeriya ATAŞ beyefendiye, genelde tüm şehrimize taziye diliyorum.
Şehrimizin başı sağolsun Allah kardeşimize rahmet eylesin.
Üç ihlas bir Fatih’a lütfen ruhuna.
Güven yaktın. Offf off.