Beni Türk doktorlarına emanet ediniz. Mustafa Kemal Atatürk

Bu yazımı gece-gündüz demeden mesleğini en iyi şekilde yapan, fedakârca çalışırken şiddete maruz kalan değerli sağlık çalışanlarına adıyorum.

Ukala; Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)

Değerli dostlarım; Bana göre uzun bir süre olan iki hafta boyunca kızımla ilgili bir sağlık probleminden dolayı yazılarıma ara vermek zorunda kaldım. Allah dermansız dert vermesin. Kızım şuan iyi ve sağlıklı şükürler olsun ki şifa buldu ve hayatına devam etmekte. Bu yazımı da onu hastaneye yatırdığım gece, yaşadığımız bu tip durumlarda ne kadar peşin hükümlü ve ukalaca davrandığımızı anlayarak yazmaya karar verdim.

            İki hafta önce Perşembe akşamı eve geldim maaile otururken küçük kızım karnını tutuyordu, hep beraber onla ilgili çıkarımlar yapmaya başladık. Efendim üşüttün, kendine dikkat etmedin, dışardan sağlıksız şeyler yedin vb. uzayıp giden lakırtılar, bir Anadolu insanı rahatlığıyla ‘bir nane limon yapalım, kekik çayı içirelim, aslında istifra etse iyileşir’ gibi devam-ı lakırtıdan sonra hastaneye gitmeye karar verdik. Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Bölümünden sıramızı aldık, ama hala durumu basit bir üşütme olarak değerlendiriyorduk. Çocukları olan bilir eğitim-öğretim başladımı gribal enfeksiyon kapımızdan eksik olmaz, bu sebepten çocuk acilin gediklisiyizdir Anne – Baba olarak. Hasta bakıcılarla, hemşirelerle, bilgi işlem personelleri ve doktorlarla göz aşinalığımız olur mutlaka, tanıdık yüzler arar ve onlara derdimizi anlatır ve durumu kısa yoldan hızlıca çözmeye çalışırız. Neyse sıramız geldi girdik acile ve simaen tanıdığımız Doktorumuz Beyza Alkan sabırla dinledi bizi, bir dizi tahlil almak ve kızımın ağrılarını azaltacak ilaçları almamız için bizi çocuk müşahedeye yatırdı. Hemen sonrasında ilaçlar uygulandı, tahliller yapıldı, röntgen çekildi. Öyle 3-5 saatte değil ha bir saat içinde gerçekleştirildi. Biz durumun farkında olmadan hocamızın yanına –hocam biz biraz daha iyiyiz bizi gönder demek için acil bölümüne gidip geliyoruz bu arada. Beyza hocam yaşını bilmiyorum ama genç ve kararlı bir doktor olarak bizi ileri bir tetkik için ikna edip gerekli yerleri aradı. En son ultrasona gönderelim hocam sizi dedi ve acil ultrason bölümünün yolunu tuttuk orada da iki genç ve bilgili arkadaş bizi karşıladı ve durum ortaya çıktı, apandisit, o zamana kadar olayın ne kadar önem arz ettiğini bilmeden gösterdiğimiz rahat tavırlar birden bire panik havasına döndü. Elimiz ayağımız birbirine girdi kara kara düşünmeye kafamızdan bir sürü senaryo kurmaya başladık. Bildiğimiz bir şey vardı oda bu hastalığın tek çaresinin ameliyat olması idi.

           Yaşadığımız olayın geri kalan kısmını anlatmadan önce; Bilmişlik taslamak toplumca hastalığımız, ne kadar eğitimli olursak olalım karşımızdaki insanların işini eğitimini küçümsemek ve ukalalık hastalığımız var. Yıllar önce Erzincan hastaneleri ile ilgili bir istatistikte yıllık teşhis sayısının nüfusun bilmem kaç katı olduğunu okumuştum bu istatistiğe ek verilen bilgide de bu sayının astronomik olduğu söylenmekteydi. Bu bilgiler ışığında her hastanın aynı hastalık için 3-4 kez farklı doktordan teşhis istediği sonucu çıkarılmıştı. Altı yıl Tıp Fakültesinde okuyan dört yıl uzmanlık için çalışan Doktorlarımızın koyduğu teşhisi yetersiz gören bir sürü ukalayız. Doktorlarımızın bu kadar ukala içinde gösterdiği gayret takdire şayan.  

            Gelelim kızımın teşhisinden sonra olanlara; Tabiki teşhis konulduktan sonra doktorumuzun yanına gittik, kendisi çoktan Doç.Dr Şenol Biçer hocama haber vermiş, acil yatış yapılması konusunda karar verilmiş aslında her şey olması gerektiği gibi yapılmış. Sonuç olarak doktorlarımız sayesinde belki de bizim ihmalimiz ve ukalalığımız yüzünden trajediye dönüşebilecek bir durum olabilecek en iyi şekilde atlatıldı.

Bu arada yazımı yazdığım sırada Tekirdağ’da bir Doktorumuz daha saldırıya uğramış, bu saldırıyı şiddetle kınıyorum ve bir daha tekrar etmemesini diliyorum.

 

            Yaşadığımız toplumda herkesin çalıştığı bir iş yaptığı bir meslek var. İşini layıkıyla yerine getirmek için çalışan herkes saygıyı hak ediyor. Sağlık çalışanlarımız gerilim dolu bir ortamda görevlerini yerine getirirken şiddete maruz kalıyor bu durumu en çok yaşayanlarda daha çok Doktorlarımız oluyor Lütfen haddimizi bilelim işlerini yapmaya çalışan sağlık personellerine saygılı olalım. İyi günleriniz olsun.

            Kızımın yaşadığı sağlık problemi sırasında doğru teşhisi bulmak için uğraş veren Sayın Dr. Beyza ALKAN Hocama apandisit ameliyatını aciliyetine binaen sabaha karşı gerçekleştiren Sayın Doç Dr Şenol BİÇER Hocama ve hastanemizin fedakâr çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim.