Güneşin sana ulaşmasını istiyorsan gölgeden çık. 

Bu söz tam yapmak istediğim şeyleri anlatıyor, senelerdir bulunduğum halden başka bir hale geçmeyi temsil ediyor. Güzel, anlamlı, basit ve etkili bir cümle, bir eğitimcinin ve öğrenme peşinde koşan bir filozofun Konfüçyüs'ün cümlesi. Gölge benim için  gizlendiğim, sakin sakin etrafı seyrettiğim, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan, sınırlı sorumluluklara sahip olduğum örtüyken, çıkmak istedim, gölgedeyken yapmadıklarımı yapmak adına bir iki kişinin yüreğine dokunurum hesabıyla kendi meşrebimce içimi okuyucuya dökerim diye görünür olmak istedim.Bu köşenin adını geçmişteki günleri yâd etmek adına 'Gölge' koymayıda uygun gördüm.


Saygı sevgi çerçevesinde yazacağım yazılarımı  yayınlamakta istekli olan nehaber24 imtiyaz sahibi Değerli Dostum Selçuk ÖZDEMİR'e Teşekkür ederim.

İlk yazımı hangi konular üzerine yazmam gerektiğini evde sesli bir biçimde düşünürken, değerli bir büyüğüm seslendi ve - ne öyle kendi kendine söyleniyorsun ? diye sordu bende durumu anlattım. -Hocam senin uzmanlık alanın nedir ? dedi Ben eğitimciyim diye cevap verdim. - O zaman bildiğinden şaşma 'eğitim' alanında yaz dedi. Bende Yazalım bakalım bu eğitimle ilgili bildiklerimizi okuyucuya naçizane bir kaç bilgi aktaralım istedim.


    Türkçe  'Eğitim' kelimesinin kökenbilim bize  (etimoloji) nereden geldiği konusunda kesin bir bilgi veremiyor maalesef ama “Eğitim” kelimesine , ilk defa “terbiye” karşılığı olarak 1935'te yayımlanan Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu adlı yeni sözlükte rastlıyoruz. Dîvânu Lügâti't-Türk'te 'igit' (köle ve hayvan beslemek) kelimesinden türetilmiş bir kelime olduğu söylense de bazı dil bilimciler eğ-mek kelimesinden türediğini söylüyor. Rahmetli Prof.Dr.Hasan Bacanlı Türk Yurdu dergisinin 354. Sayısında  'Eğitim kelimesinin Türkçe etimolojisi görüldüğü gibi oldukça karışıktır, belki de eğitim anlayışımızın bulanıklığı da buradan gelmektedir' diyerek güzel bir benzetim yapmıştır. Kökenbilimsel olarak  eğitim kelimesini değerlendirdikten sonra tanımını yaparsak Eğitim; bireyin davranışlarındaki yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak ve isteyerek değişme meydana getirme sürecidir. 


      Eğitim; bireyi toplumun,Resmi İdeolojinin, çağın ve bilimin gerekliliklerine göre yetiştirme işidir diye bir tanımda ben yapayım. Herkesin eğitimden beklentisinin farklı olması gibi eğitimi tanımlaması farklı oluyor haliyle. Aslında bizim yetişen bireylerden beklentimiz eğitim tanımını etkiliyor. İdeolojiler devamını sağlamak adına eğitime yön veriyor, büyük şirketler ürettiklerini pazarlamak adına eğitimi kullanmak derdinde, sendikalar, dernekler, vakıflar, cemaat ve tarikatlar eğitime müdahil olmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Herşey bireyleri kendi istedikleri insan modeline benzetmek için. İnsanın davranışlarını değiştirmeye modelize etmeye yönelik bu süreç her yerde gerçekleştirilebilir. Evde,okulda, işyerinde, camide, sokakta, internet ortamında vs.Nerede verilirse verilsin günümüzde  eğitim dinamik bir süreçtir. Gelişen teknolojiyle birlikte artık bilgiye ulaşım şeklimiz değişkenlik gösterdi ve yeni yeni eğitim stratejileri doğuyor. Kimin bu eğitim mücadelesinden galip olarak çıkacağı kullandığı teknolojik araçların etkisiyle ölçülüyor. Bizde  ülke olarak bu mücadele içinde varolacaksak artık daha etkili ve cağdaş atılımlar yapmak zorundayız. Geçmis yüzyıldan kalma strateji ve gelenekleri bir kenara bırakıp yeni nesillere sahip çıkmalıyız. Artık kendimize uygun bir eğitim sistemini yeniden kurmak zorundayız. Bu topraklara, çağın gereklerine uygun bir yaklaşım ilk amacımız olmalı, eğitim modellerini Finlandiya'da , Vietnam'da Amerika'da aramanın bir mantığı yok. 
Gününüz güzel geçsin...