Yıl 2010 Almanya da Germersheim'e gitmiştim, gelenler bilir buralarda akşam saat 9 dan sonra ancak yarı kahve lokanta türü türkü barı gibi işletmeler açıktır, bende arkadaşımla öyle bir yere gittim.

İçeri girince her yerde olduğu gibi orada da ilk sorum, burada Erzincanlı var mı?

Çünkü benim dünyamda Erzincanlı demek tanışmadan tanış olmaktır.

İşletme sahibi, yokta bir solistimiz vardı Erzincanlı oda çıktı üniversiteye başlayacak ama yakında şuan.

Ne kadar yakın dedim.

100 km dedi.

Arayın bakayım onu dedim, arayıp telefonu bana verdiler.

Gardaş sen Erzincan ın neresindensin?

Ağabey Çayırlı Şebgeli yim dedi.

Bizim Gökay’ın amcaoğluymuş.

Buraya gel dedim türkü söyleyeceksin dedim.

Ağabey sazım yok dedi

Bul gel dedim.

Çocuk Ertan Kurt aslan parçası, Baden-Württemberg Alevi konfederasyonu gençlik kolları başkanıydı o zaman.

Geldi sağ olsun sabaha kadar hem sohbet hem türkü dolu bir akşam oldu.

İşletmeci, yahu biz bu adamı parayla buraya getiremiyoruz siz tanışmıyorsunuz bile adam telefonla geldi nasıl oldu bu dedi.

Erzincanlı farkı dedim.

Geçenlerde yine Almanya da kaldığım köye bir aile taşınmış Erzincan lı aile eski mebus Nurettin Karsu nun kardeşi Paşa Karsu nun torunu.

Numaramı bıraktım geline oda bizim Tercan kızı. İki gün sonra aradı kayınvalidesi çay koyuyorum hele gelin.

Yüzyıllık ortak aile mazisi sanki hiç kopmamış gibi bir akşam oldu, çok mutlu oldum.

Bu iki sohbet ve daha birçoğunda gördüğüm en büyük şikâyet biz Erzincan da kimseyi tanımıyoruz, iki gün kalınca sıkılıyoruz dönüyoruz.

Urum saraylı bir arkadaş ben gelip köye mezarları ziyaret edip aynı gün dönüyorum, çocuklarım hiç bilmiyor dedi.

Daha evvelde fikir olarak yazmıştım Erzincan konakları diye, Kızılay Mahallesi tarafında bir alanın devre mülk gibi dizaynı ile talepçisinin çok olacağına dair.

Şimdi ise Erzincan gibi düşünen, Erzincan gibi yaşayan, şehri sevenlerden şunu rica ediyorum.

Ne yapalım ki, bu insanlar şehre entegre olup, gelince gitmek istemesinler?

Şehri sahiplensinler, çocukları gelince, seneye baba Erzincan lütfen desinler.

Biz Sıla sakinleri olarak gurbetçilerimizi layığı ile ağırlarsak onlarda Sıla’yı terk etmez sürekli gelirler.

Birileri turist çekmek için türlü etkinlikler düzenlerken bizim nüfusumuzun 3-4 Katı evladımız gelmek için sebep arıyor.

Muhatabı kim bilmem ama şehrin evladı ve seveni olarak ben üzerime düşeni yapıp gündeme getirmeye çalışıyorum.

Konu bizim için ortak hedef olmalı.

Ve çözüme hepimiz katkı sunmalıyız.

Şuna da vurgu yapıp sonlandırayım.

Bırakın biz her yerde biriz, küçük hesaplar resmin büyüğünü gölgelemesin.

Biz delisi ile velisi ile Erzincan’ız..

Ne demişti hoca öyle bir şehir ki, çaputçusu bile evliya..

Saygı ile..