Seda Başgöze'nin Kaleminden....
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, dikkatini toplamada ve dikkati sürdürmede güçlük, dürtü kontrolünde ve hiperaktivite anlamında yaşanan zorluklarla karakterize nörogelişimsel bir bozukluktur. Belirtiler çocukluktan ergenliğe ve yetişkinliğe kadar devam eder.
Bizlere çocukta dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun varlığını düşündürecek bazı belirtiler vardır. Bu belirtilerden bazıları, okula uyum sorunları, ebeveynleri ve öğretmenleriyle sık sık çatışma yaşanması, kurallara uymakta zorluk, akranlarıyla sorunlar, dikkati sürdürmede güçlük, kolayca dikkatin dağılması ve dikkat eksikliğine bağlı olarak okul başarısında düşme, sıra bekleyememe, sınıfta ve günlük yaşamda başkalarının sözünü kesme, kendini kontrol etmede güçlük ve ani öfke patlamaları, disiplin sorunlarıdır. Bu sorunlar genellikle çok küçük yaşlarda ebeveynlerin dikkatini çekse de çocuk kreşe ya da anaokuluna başladığında daha belirgin hale gelir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar genelde ilkokul dönemlerinden başlayarak sonraki süreçlere kadar okula uyum sürecinde güçlük çekerler. Bu sınıf öğretmenleri tarafından da fark edilir. Tabi bu belirtileri yaşayan her çocuğu bir sorun var diye etiketlemek doğru değildir. Bu belirtilerin ne sıklıkta ve ne kadar süredir devam ettiği tanı için önemlidir. Son zamanlarda hareketli olan her çocuk için dikkat eksikliğinden şüphelenilmesi bizi sağlıklı bir noktaya götürmeyecektir Çünkü bazen çocuk dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğundan bağımsız olarak çeşitli sebeplerden ötürü uyum sorunu yaşayabilir, derslere katılmak istemeyebilir ya da ebeveynlerine karşı gelebilir. Bunların sebeplerini genellikle farklı dinamiklere bağlamaktayız. Bu yüzden her yerinde duramayan ya da ders çalışamayan çocuğa dikkat problemi var ya da hiperaktif demek doğru olmayacaktır. Her çocuk biriciktir ve çocuğu değerlendirirken onun mizacını, gelişim düzeyini göz önüne alarak bireysel olarak değerlendirmek gerekir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu hem çocuğun hem de ebevenlerin yaşamını etkileyen önemli bir sorundur. Çocuk okulda uyum sorunları yaşadığı için arkadaşları tarafından dışlanabilir, öğretmenleriyle sorun yaşadığı için okula ilgisini kaybedebilir ve bunun sonucunda da ders başarısında düşüşler olabilir, okula gitmek istemeyebilir. Sosyal ortamlarda çok fazla dikkat çekecek davranışlar sergilediğinden başkaları ve diğer çocuklar tarafından etiketlenebilir Öte taraftan dürtüselliği fazla olan bir çocuk ebeveynlerin kendi yaşamlarını düzenlemesini de olumsuz etkileyebilir. Ebeveynler sosyal ortamlarda kendilerini rahat hissetmeyebilir ve eşler arasında da gerilimler olabilir. Bunların beraberinde ev içerisinde sürekli çatışmalar meydana gelebilir.
Bu durumda ne yapılacağı konusuna gelince ilk etapta çocuğunuzda bu belirtiler varsa bir uzmana başvurulmalıdır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı bir çocuk psikiyatristi tarafından koyulur. Tanı koyulduktan sonra gerekliyse ilaç kullanımı başlanır. Sonraki aşamada ise çocuğun yaşamını düzenlemek, destekleyici profesyonel desteği sağlamak önemlidir. Bu aşamada da çocuk dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna uygun programlarla takip edilir. Aynı zamanda aile ile çalışılır. Aile ile çalışmak çocukla ilgili sorunlarda oldukça önemlidir. Çünkü ailenin süreçle ilgili bilgi sahibi olması, çocuğun problemini tanıması ve ev içerisindeki düzenlemeleri ona göre yapması, çocukla kurdukları iletişimde gerekli düzenlemeleri yapmaları için önemlidir.
Sizlerde benzer sorunları yaşıyor ve çözüm bulamıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.