Seda Başgöze'nin Kaleminden...

Kumar bağımlılığı, kişilerin kumar oynama dürtüsünü kontrol edememesi ve bu davranışın zamanla kişinin hayatında ciddi sorunlara yol açmasıyla tanımlanır. Bu bağımlılık, sık sık kumarı düşünme, kaybettiklerini kazanmak için giderek daha fazla parayla kumar oynamaya başlama, kumar oynama nedeniyle sosyal, kişisel etkinliklerin azalması, sürekli kumar oynamak için veya kumar oynamanın doğurduğu sonuçlar için yalan söyleme ile karakterize edilir. Kumar bağımlılığının arkasında genellikle dopamin sisteminin mekanizmasında oluşan değişiklikler yatmaktadır. Kazanma umudu, beynin ödül sistemini tetikler ve birey sonrasında da sürekli olarak o hissi arar. Bunun sonucunda kişi, kaybettiğinde bile oynama dürtüsünü kontrol edemez.

Birçok kişi başlangıçta eğlence amaçlı kumar oynamaya başlasa dahi bağımlılık geliştiğini fark edemeden kendilerini bir çıkmazın içinde bulabilmektedir. Kumar doğası gereği başlangıçta kazandırsa da bir para kazanma aracı olmadığı için bir süre sonra kişi kazandığından daha fazlasını kaybetmeye başlar. Zaman zaman kişi kendini durdurmakta zorlanır ve hesapladığından çok daha fazla bir miktar parayla kumar oynar. Tüm bunlar göz önüne alındığında kumar bağımlılığı kişiyi yalnızca finansal değil, sosyal ve psikolojik açıdan da olumsuz olarak etkilemektedir. Kişiler kumar oynama esnasında yoğun bir heyecan yaşamakta ve oynamaya devam ederken birçok duyguyu yoğun şekilde deneyimlemektedir. Haliyle bu duygu durumundaki hızlı değişiklik kişilerin duygu regülasyonlarını sağlamayı güçleştirmekte ve sonrasında depresyon, anksiyete, düşük benlik saygısı gibi psikolojik sorunlara sebep olmaktadır.

Kumar bağımlılığı yalnızca kişiyi etkilemekte kalmaz diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi aileyi de olumsuz etkilemektedir. Borçlanmalar, borçlarla veya kumar oynama süreciyle ilgili yalan söylenmesine bağlı olarak güven kaybı, kişilerin sosyal anlamda içe kapanmasıyla birlikte aile içi ilişkiler zarar görmekte ve aile bireyleri birbirlerinden uzaklaşmaktadır. Ve artık bir süre sonra aile içerisinde kumar dışında başka bir gündem konuşulamaz hale gelebilmekte ve aile bireyleri birbirlerini suçlamaya başlamaktadır. Aile biriminin de toplumun önemli bir parçası olduğunu düşündüğümüzde kumar bağımlılığını toplumsal bir sorun olarak ele almak yanlış olmayacaktır. Kumar bağımlılığını, hem kişiyi hem aileyi hem de toplumu etkileyen bir hastalık olarak ele alınmalı ve süreç herkes için çok yıpratıcı bir hal almadan tedavi arayışına girilmelidir. Kumar bağımlılığı da diğer bağımlılık türleri gibi bir hastalıktır. Ve bunun tedavisi vardır. Sizler de bu tarz problemler yaşıyorsanız vakit kaybetmeden bir uzmandan destek almak kayıpların önüne geçilmesinde yardımcı olacaktır.